Büyümeyi desteklemek için faiz indirirseniz bu sefer enflasyon yükselir ve para birimi değer kaybeder. Enflasyonu düşüreyim derken faiz artırırsanız bu sefer büyümeyi aşağı çekersiniz. Bu nedenle o anki konjonktür hangisini daha önemli kılıyorsa o tarafa özel müdahale gerekiyor. Tabii faiz oranları merkez bankalarının müdahale araçlarından en önemlisi fakat tek hareket alanı değil.
Nasıl ki ABD Merkez Bankası (FED), geçen yıla 3 faiz artırım beklentisiyle başlayıp, enflasyonda beklenen ivmenin yakalanmaması ve küresel ekonomik yavaşlamayı göz önünde bulundurarak arka arkaya faiz indirimleri yaptıysa, Avrupa Merkez Bankası da (ECB) ekonomik büyümeyi desteklemek için faizleri eksi tarafa çekmeye devam etti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise 2018 yılında yaşanan TL’deki kayıpları engellemek için önce faiz artırımı yaptı, ardından ise ekonomik büyümeyi desteklemek için faizleri indirdi. Kısacası, bütün merkez bankaları dönem dönem ihtiyaçlarına göre faiz silahını kullanıyor.
Bu aralar (en azından yılın ilk çeyreğinde) FED, ECB veya TCMB’den para politikaları konusunda yeni bir aksiyon almalarını beklemiyorum. Yani mevcut politikaların devamını getireceklerdir. Burada tek değişiklik beklentim İngiltere tarafında. İngiltere gelen son makro veriler önemli ölçüde zayıflığa işaret ediyor. Son açıklanan büyüme, enflasyon, sanayi üretimi ve perakende satışlar gibi önemli veriler hem beklentilerin oldukça altında kaldı hem de daralmaya işaret etti. Aynı zamanda imalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) tarafı da 50 puan eşiğinin altında daralma sinyalleri vermeye devam ediyor.
Bu açıdan değerlendirdiğimizde hem yavaşlayan ekonomik büyüme hem de enflasyon tarafındaki zayıf görünüm İngiltere Merkez Bankası’nı faiz indirime doğru yönelmeye zorlayacaktır diye düşünüyorum. İngiltere Merkez Bankası’nın ilk faiz toplantısı 30 Ocak’ta gerçekleşecek. Bu toplantıda direkt bir faiz indirimi gelmese de o yönde gelecek mesajlar da beklentilerin fiyatlanmasına neden olabilir. Bu nedenle büyük merkez bankaları içerisinde yeni aksiyon sırasının İngiltere Merkez Bankası’nda olacağını düşünüyorum.